ŞEYTAN İNSANIN İÇİNE GİREBİLİR Mİ? “Şeytan insanın vücudunda kan gibi dolaşır."
Bu soruya hadisi şerifle cevap verelim.
Mü’minlerin annesi Safiyye Binti Huyey radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem itikâfa girmişti. Bir gece onu ziyarete gidip konuştum. Sonra eve dönmek üzere kalktığım zaman o da beni evime götürmek üzere kalktı.
Bu sırada ensardan iki kişi bizimle karşılaştı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’i görünce oradan çabucak uzaklaşmak istediler. Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Biraz yavaş olun. Yanımdaki Safiyye Binti Huyey’dir” dedi. Onlar:
- Allah ın Elçisinin uygunsuz bir davranışta bulunmasından Allah’ı tenzih ederiz, Yâ Rasûlallah! deyince de:
- “Şeytan insanın vücudunda kan gibi dolaşır, Onun sizin kalbinize bir kötülük - veya bir şüphe- atmasından korktum” buyurdu. (Buhârî, İ’tikâf 11, Bed’ü’l-halk 11, Ahkâm 21; Müslim, Selâm 23-25. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 79, Edeb 81; İbni Mâce, Sıyâm 65)
Zira insan, damarlarında büyük bir süratle dolaşan kanın hareketini nasıl hissedemiyorsa, şuuruna şeytanın kolayca nüfuz ettiğini ve kendisine kötü düşünceler, vesveseler telkin ettiğini de farkedemez.
Güzel sözleriyle tanınan mürşid ve mutasavvıf Yahyâ İbni Muâz (ö. 258/872), şeytanın insanı kandırmak için sahip olduğu avantajları şöyle anlatmaktadır: “Şeytan boş, biz ise meşgulüz; işimiz gücümüz var. O bizi görüyor, biz ise onu göremiyoruz. Biz unutuyoruz, o ise görevini hiç unutmuyor. Ayrıca büyük düşmanımız olan nefis de şeytanın lehine çalışmaktadır.”
Şu halde bize düşen görev, Allah Teâlâ’nın buyurduğu gibi, şeytanı düşman bilmek ve onun bizi cehenneme sokmak için her hileye baş vurduğunu unutmamaktır.
şeytanın insanın damarlarında dolaşması mecazi bir mana olup insanı saptırmak için sürekli vesvese verdiği şeklinde anlaşılmalıdır.
Ancak bu durum, onun her istediğini yapabileceği anlamına gelmez. Cenâb-ı Hak her ne kadar imtihan îcâbı ona mühlet ve bazı imkânlar vermişse de sınırsız bir kuvvet ve salâhiyet vermemiştir. Aslında onun tuzakları çok zayıftır. Ancak insan nefsi günahlara heves ettiği için, onlara kendiliğinden kapılıp gider. Şeytan sadece günahları süslü gösterip dâvet eder, insan da çoğu zaman yanlışlığını bilerek onlara düşer.
Şeytanın boş durmayıp her fırsatta vesvese verdiği, Bu sebeple insanın bu ezelî düşmanına karşı dikkatli ve uyanık olması îcâb eder. Bir mü’min, insanların yanlış anlayacağı davranışlardan sakınmalı ve töhmet mahallerinde bulunmamaya îtinâ göstermelidir. Bununla birlikte kendisi de insanların bazı hareketleri sebebiyle hemen zanna kapılmamalı, işin aslını iyice öğrenmeden karar vermemelidir. Yanlış anlaşılmaya müsait hususlarda açıklama yapmalı ve dikkatli davranmalıdır. Efendimiz bu hususta bizlere çok güzel bir usûl ve metod tâlim etmiştir. Uygulamak ve Sünneti seniyyeye sıkı sıkı sarılmamızduasıyla. Vesselam.
Yorumlar
Yorum Gönder