Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sirke Ne Güzel Katıktır!

 “Peygamber Efendimiz, sirke için ne buyurmuş biliyor musunuz? Bir rivayette: ‘Sirke ne güzel katıktır!’ Peki! bu mucizevi gıdanın faydaları nelerdir? Bir gün Efendimiz ailesine ‘Evde yiyecek bir şey var mı?’ diye sorduğunda, ‘Sadece sirke var’ denildi. Bunun üzerine Peygamberimiz sirkeyi isteyerek ‘Sirke ne güzel katıktır’ dedi. Bundan maksat Efendimizin tevazusunu,   olanla yetinmeyi bilmeyi, verilene şükretmeyi, kanaatini gösteriyor. Yapılan araştırmalar sirkenin faydalarını doğrulamaktadır.   ✔ Bağışıklık sistemini güçlendirir – İçeriğindeki doğal asitler sayesinde vücudu mikroplara karşı korur! ✔ Sindirim dostudur – Mide asidini dengeleyerek hazmı kolaylaştırır! ✔ Kan şekerini düzenler – Şeker hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir! ✔ Cildi temizler ve parlatır – Doğal bir tonik olarak kullanılabilir! ✔ Ev temizliğinde güçlü bir dezenfektandır – Kimyasal temizleyicilere doğal süper bir alternatiftir!   Peki, sirkeyi nasıl kull...

KALPLERİN KEŞFİ'NDEN KISA KISA

Resim
Cimrilik ve kötü huy, mü'min olan bir kimsede birleşmezler. “ Hadis Allah Rasulu bir gün bir çöp parçası alıp yerde birbirine paralel üç tane çizgi çizdi ve ondan sonra şöyle dedi: Birinci çizgi insandır. Onun önündeki çizgi ise onun ecelidir. Daha öteki   çizgi ise onun emelidir. İnsan, kendisine yakın olan ecelini görmez, kendisinden uzak olan emeline ulaşmaya çalışır. Fakat emeline ulaşmadan önce eceli onu yakalar. (Buhari Rikak 4) Hatim şöyle demiştir: Üç şey üç şeyi arttırır. Tefekkür Allah’ ı tazim etmeyi, (O’na saygı duymayı, O’nu büyütmeyi) ilim O’ nu tanımayı, zikir de O’nu sevmeyi arttırır.” “Namaz kılmak şeytanın yüzünü karartır, Sadaka vermek onun belini kırar, Allah için sevmek de onu öldürür.” Allah Rasulu Bir toplumda zina yaygınlaşırsa, o toplumda daha önce görülmemiş hastalıklar ortaya çıkar. Ölçü ve tartıda hile yaygınlaşırsa, kıtlık ve geçim zorluğu ortaya çıkar. Zekat vermemek yaygınlaşırsa, kuraklık baş gösterir, Hayvanlar da olmasa, Allah bu toplum üze...

"Bizi aldatan, bizden değildir!" Hadisi

Resim
“Bizi Aldatan, Bizden Değildir!” – Güvenin ve Dürüstlüğün Önemi Güven, insan ilişkilerinin temel direğidir. Bir toplumun huzur içinde yaşaması, bireylerin birbirine karşı dürüst olmasına bağlıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu gerçeği en net şekilde ifade eden hadislerinden birinde şöyle buyurur: “Bizi aldatan, bizden değildir!” (Müslim, Îmân, 164) Bu kısa ama derin anlam taşıyan söz, bir müminin sahip olması gereken en önemli ahlaki değerlerden birini vurguluyor: Dürüstlük ve güvenilirlik. Aldatma Sadece Sözle Olmaz Bir insan yalnızca yalan söyleyerek değil, yaptığı işte eksiklik göstererek, verdiği sözü tutmayarak veya bir başkasını bilerek yanlış yönlendirerek de aldatmış olur. Ticarette Aldatma: Eksik tartmak, kusurlu malı sağlam gibi satmak veya müşteriyi kandırmak. Sözde Aldatma: Verilen sözü tutmamak, insanları yanıltıcı bilgilerle yönlendirmek. Güvende Aldatma: Birisine güven verip, sonra o güveni kötüye kullanmak. İslam ahlakında aldatmak, sadece bir yanlış değil, aynı z...

Ayet ve Hadislerle Dünya Hayatının Geçiciliği

Resim
  DÜNYA BİR GÖLGELİK Kur’ anda  “Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Âhiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!”  (Ankebût, 29/64.) ayeti  her şeyi özetler mahiyette uyarıda bulunur. Abdullah İbni Mes'ûd radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu. Uykudan uyandığında, hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı. Biz: –Yâ Resûlallah! Sizin için bir döşek edinsek, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem: “Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim” buyurdular.   (Tirmizî, Zühd 44 ) Resûl-i Ekrem,  “Akıllı kişi, nefsini küçük gören (kendini hesaba çeken) ve ölümden sonrası için çalışandır. Âciz kişi ise, nefsinin arzularına uyan ve (bu hâline bakmadan bir de) Allah’tan (bağışlanma ve cennet) isteyen kimsedir.”  (Tirmizî, Sıfatü‘l-kıyâ...

İmtihan Sırrı, 6 Şubat Anısına

Resim
  Hayat, bir imtihan sahnesidir. İnsan, bu sahnede türlü hâllerden geçerek olgunlaşır, şekillenir ve gerçeği idrak eder. Kimi zaman mutluluk, kimi zaman hüzün, kimi zaman ise sabır ve tahammül ile sınanırız. Her bir imtihan, Rabbimizin bizlere sunduğu bir hikmet dersi, bir terbiye vesilesidir, ibret almasını bilene elbet.  İnsan, rahat ve huzur içindeyken çoğu zaman hakikati unutur. Hayatın geçici lezzetleri ve dünyanın aldatıcı süsleri, ona gerçek gayesini unutturabilir. Ancak imtihan anları, ona hakikati hatırlatır. Düşündüğünde, sabrettiğinde ve tevekkül ettiğinde, aslında her şeyin bir anlamı olduğunu fark eder. Çünkü dünya, asıl yurt olan ahiretin tarlasıdır. Burada ekilen tohumların, orada meyvesini alma yeridir. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: "Andolsun, sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile deneyeceğiz. Sabredenleri müjdele!" (Bakara, 155). Bu ayet, hayatın her anında sınavlardan geçeceğimizi ve sabrın en büyük kurtulu...

İçimden Geldiği Gibi

Resim
 Hayat, insanın sürekli olarak kendini keşfettiği, doğruyu ve yanlışı ayırt etmeye çalıştığı bir yolculuktur. Bu yolculukta ruhumuzu besleyen, bize rehberlik eden manevi öğretiler büyük önem taşır. Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) hadisleri, bu yolda ışığımızdır. Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Gerçekten insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur." (Necm Suresi, 39. Ayet) Bu ayet, hayatımızda emek vermenin, çaba göstermenin önemini vurgular. Kendi hayatımızı şekillendirmek ve yönlendirmek için sorumluluk sahibiyiz. Çalışkanlık ve azim, kişisel ve toplumsal gelişimde temel taşlardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) de şöyle buyurmuştur: "İki günü eşit olan ziyandadır." (Tirmizi) Bu hadis, sürekli kendimizi geliştirmemiz, hayatımıza değer katmamız gerektiğini hatırlatır. Bilgi ve ahlak açısından ilerlemek, insanın hem bu dünyadaki hem de ahiretteki huzuru için gereklidir. Manevi anlamda huzuru bulabilmek, doğru yolu s...

PEYGAMBERİMİZİN HZ. EBÛBEKİR’E ÖĞRETTİĞİ O DUA

Resim
Ebûbekir es-Sıddîk (r.a) bir gün Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e gelerek: “–Yâ Rasûlallah! Bana bazı mübarek kelimeler öğretseniz de onları sabah-akşam okusam” dedi. Allah Rasûlü (s.a.v) de: “–Gökleri ve yeri, görünen ve görünmeyen âlemleri yaratan Allah’ım! Ey her şeyin Rabbi ve sâhibi! Sen’den başka ilâh bulunmadığına kesinlikle şehâdet ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden, onun Allah’a şirk koşmaya dâvet etmesinden Sana sığınırım» diye duâ et ve bunu sabahleyin, akşamleyin ve yatağına girdiğin zaman söyle!” buyurdular.  (Ebû Dâvûd, Edeb 100-101/5067; Tirmizî, Deavât 14/3392) Bir başka rivayette ise;  Hazret-i Ebû Bekir  (RA)  bir gün Rasûlullah (SAV) Efendimiz’e: “–Yâ Rasûlâllah! Bana bir duâ öğretiniz de onu namazımda okuyayım!” dedi. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de ona,  “Şöyle duâ et!”  buyurdular: “–Allâh’ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız Sen’sin. Öyleyse tükenmez lûtfunla beni bağışla, bana ...